Ülkemizde 55 milyonu aşan küçükbaş hayvan sayısı ile gösterdiğimiz başarının Doğu Anadolu’daki kaynağı Van, Muş, Bitlis, Hakkâri illeri olmuştur. Ülkemiz küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine uygun koşullara sahipken yeterli ilgi gösterilmemiş ve yün üretimi de düşük seviyelerde kalmıştır. Yapağı üretiminin en önemli kaynağı Merinos ırkı koyunlardır ancak Türkiye’de Merinos ırkı koyunların oranı çok düşük ve yerli ırklardan elde edilen yapağı, tekstil sanayiinin talebine uygun değildir. Türkiye’de üretilen yapağılar genel olarak halı-kilim yapımında kullanılmakta. Yün sektöründe son yıllarda önemli bir büyüme ve inovasyon yaşanmakta. Türkiye’de üretilen yün elyafı, kalın (23 mikronun üstü) ve kısa olduğu için (80 milimetrenin altında) kamgarn kumaş yapmaya müsait değildir.
İnsanlar artık fonksiyonel, yenilenebilir tekstil ürünlerinin peşinde ve yün bu isteği tam olarak karşılıyor. Bu özellikleri tüm dünyada kabul gören yünün pazar çeşitliliği de hayli fazla ve giderek artıyor. Giyim ve moda, spor giyim, yer döşemesi, iç dekorasyon, havacılık, mimari, imalat, tıbbi kullanım ve koruyucu giysiler yünün kullanıldığı alanlardan sadece birkaçı… Bütün bu sektörlerde kullanılan yün, dinamik elverişliliği sayesinde özgün bir ‘akıllı’ elyaf olarak kendisini kanıtlamış durumda.
Türkiye’deki Merinos cinsi koyunlardan elde edilen yünler daha çok triko üretimi için uygun olduğundan, diğer üreticiler gibi biz de yünü Avustralya’dan tedarik ediyoruz. Dünyadaki toplam 190 milyon metre kumaş pazarının yaklaşık yüzde 5’ini biz karşılıyoruz.
Global ölçekte dokuma kumaş ihracatçısı ülkeler incelendiğinde, dünya dokuma kumaş ihracatının yüzde 47.4’lük kısmı tek başına Çin tarafından gerçekleştiriliyor. Global pazardaki bu Uzakdoğu etkisini dengelemek ve daha rekabetçi hale gelmenin yollarını araştırarak yeni yol haritaları geliştirmemiz gerekiyor.
Yapılacak Ar-Ge çalışmaları ile merinos koyun ırkının bölgemizde yetiştirilmesi ve ihracata önemli oranda katkı sağlanması ilk adım olabilir. Laboratuvarlarda işin uzmanları tarafından daha iyi yün üretmek için deneyler yapılarak çiftliklerde daha verimli çalışılabilmesi için öneriler geliştirilebilir. Muş Alparslan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nde gerçekleştirilecek deneyler ile bu koyun ırkının sağlayacağı üst düzey verimi araştırıp geliştirme çalışmaları yapılabilir. Tekstil sektöründeki hammadde ithalat- ihracat dengesini yakalamak ve doğal yün iplik üretiminde dünya pazarına açılmak, tekstilde öncü ülkeler arasında olmamıza rağmen hammaddenin %90’ının ithal edilme durumunu tersine çevirerek ihracatta öne çıkmak, bunun yanı sıra süt ve süt ürünleri ile bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak evvela ilimizi canlandıracaktır.
Yünü diğer materyallerden ayıran özellikleri, öncelikle tekstil sanayii için son derece değerli unsurlar olan sürdürülebilirliği sağlaması ve çevreye zarar vermeden toprakta çözünebilmesidir. Yüksek su ve nitrojen içeriği sayesinde doğal olarak alevi geciktirebiliyor ve kimyasal işlemlere gerek kalmaksızın birçok uluslararası yönetmeliğe uygunluk sağlıyor.
Yün elyafı 20 bin defa bükülebiliyor ve tekrar düzelme özelliğine sahip. Bu nedenle, yünlü ürünler uzun yıllar dayanıyor.
Yün iplik üretimi, pamuk ve akrilik üretimine göre katma değeri ve cirosu çok daha yüksektir. Daha fazla yün iplik ve kumaş üretimi daha yüksek ciroya tekabül edecek, ekonomimize o miktarda döviz girdi katkısı olacaktır. Türkiye’de yün ile çalışan iplik ve kumaş tesis sayısı maalesef gün geçtikçe azalıyor. Artık yüzde 100 yün halı yapan firmamız neredeyse kalmadı. Geleneksel motiflerimiz bile Çin ve Hint pazarlarında işleniyor. Her yıl yünde 30 milyon dolara yakın hammadde ithalatı yapılmakta.
Bölgemizdeki özellikle de Muş’taki hayvancılık potansiyeli yapılacak Ar-Ge çalışmaları ile dünyaya örnek teşkil edecek düzeye getirilebilir. İsteyip gayret gösterdikten sonra olmayacak iş yoktur Allah’ın izniyle. Neden Muş dünyayı bir yün yumağı ile sarmasın ki?