DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
SON DAKİKA
hava
Duşakabin

MUŞ EVLAT NÖBETİNDEKİ AİLELERE SAHİP ÇIKALIM

Son Güncelleme :

14 Kasım 2021 - 12:09

MUŞ EVLAT NÖBETİNDEKİ AİLELERE SAHİP ÇIKALIM

Aslında süreç çok eskiye dayanmıyor çünkü Diyarbakır’da başlayan evlat nöbeti 22 Ağustos 2019 tarihine başlamıştı ve yaklaşık üç yıldır HDP’nin Diyarbakır il binasının önünde başlayan bu toplumsal hareket, büyüyerek HDP’nin kâbusu haline gelmiş durumdadır. Diyarbakır Annelerinin en önemli niteliği ise bölünerek büyümesidir. Diyarbakır’da başlayan evlat nöbeti Van, Muş, Hakkâri gibi illere de sirayet etmiş ve diğer illerdeki anneler de evlat nöbetine başlamışlardır. Elbette her başlangıcın önemli zorlukları da mevcuttu, çünkü annelerin evlat nöbetine başladığı ilk anlarda kendileri ile alakalı sivil olmadıkları, siyasi aktörler tarafından desteklendiği, şov amaçlı bir eylem olduğu, HDP binasının önünün tercih meselesinde yönlendirildikleri ve AK Parti’nin güdümünde olduklarına dair çok fazla ifade kullanıldı lakin anneler, tüm söylenenleri boşa çıkararak annelik-babalık güdüsünün herşeyin üstünde olduğunu defalarca kanıtladı.

MUŞ AİLELERİ ÖRGÜTLÜ BİR HAREKET DEĞİL

HDP il binası önündeki küçük ama hiç olmadığı kadar güçlü bir hareket olan Muş Evlat Nöbetindeki ailelerin,  oradaki varlığı bir terör olayı yaşandığını ve HDP’nin de Türkiye’de yaşanan bir terör olayına karşı sessiz kaldığını da aşikar olarak ortaya koymaktadır. Sivil annelerin varlığı meseleyle hiç alakaları olmamalarına rağmen yaşanmış bir terör olayı sonucu evlatlarını istemelerine sebep olmuştur. Terör örgütü kendisine düşman inşa etmekte ustadır ama sivillerin düşman edilmesinin bir gerekçesi yoktur, bu da PKK’nın bir terör örgütü olduğuna ve onun eylemlerine sessiz kalan HDP’nin terör örgütünü desteklediğine dair en somut toplumsal ya da sosyolojik delilidir. Ayrıca Muş Evlat Nöbetindeki aileler örgütlü bir hareket değildir. Tam tersine, birbirini tanımayan anne ve babalar, ortak bir amaç için Kürt sorunu meselesinde kendilerinin söz hakkı olduğunu söyleyen bir yapıya, yani HDP’ye karşı protesto kültürü geliştirmiştir. Sosyolojide örgütlü hareketlerin bir ideolojisi, lideri, beslendiği kaynağı ve siyasal dayanakları vardır. Ayrıca, anneler lidersizdirler, her anne ve baba kendi çocuğu için mücadele verirken, öte taraftan diğer anne ve babaların dertlerine de ortak olmaktadırlar. Anneler ve babalar, tamamen sivil bir hareket oldukları için herhangi bir bağlantı içinde değillerdir, ihtiyaçları da sivil otoriterler, gönüllüler tarafından karşılanmaktadır. Bunun temel sebebi ise annelerin eylemine destek olmak isteyen ama geride durmak isteyen binlerce insanın olmasıdır.

PKK VE KÜRT SORUNUNU AYRIŞTIRMIŞLARDIR

Muş Evlat Nöbetindeki ailelerin eylemi Kürt sorunu ile PKK’nın aynı konular olmadığını bir kere daha ortaya koymuştur. Zaten en başından itibaren Kürt meselesi ise PKK sorunu ayrı mecralarda ilerlemiştir. Kürtler, bağımsız bir devlet istememişlerdir. Elbette isteyen anarşist noktalar olacaktır ama Kürt halkının derdi bu değildir. Türkiye’deki Kürtlerin temel sorunu daha iyi anlaşılabilmek ve PKK’nın kendilerini temsil etmediklerini topluma anlatabilmektir. PKK, Kürt kavramı ve tarihi içinde analiz edilmesi gereken bir sosyolojik sorundur, bu tespit ile ancak Kürt kavramı ile PKK’nın ayrı uçlarda olduğu ortaya konulabilir. Aynı mesele HDP için de geçerlidir. HPD’nin oy oranlarının dağılımı bize bu konuda bilgiler vermektedir. Halbuki Kürt halkının inanç açısından kökeni PKK’nın yansıttıkları ile taban tabana zıttır. Özellikle bölgedeki medrese geleneği Kürt halkı için oldukça mühimdir. Medreseler, Kürt halkı adına bir emniyet supabıdır. Bunun yanında Zerdüştlük söylemi de PKK’da üst safhadadır, hâlbuki Zerdüştlük, PKK’nın ileri sürdüğü bütün bağlamlardan farklıdır. İşte Muş Evlat Nöbetindeki ailelerin HDP karşısındaki eylemi ile bahsi geçen bu geçmişi neredeyse tüm Türkiye’ye hatta uluslararası mecraya ispatlamıştır.

HDP’NİN KÜRT KADINI TEZİNİ ÇÖKERTMİŞLERDİR

HDP’nin iddia ettiği “Kürt kadınını biz temsil ediyoruz ve Kürt kadınının demokratikleşmesini biz sağlayabiliriz” iddiası ve tezi Muş Evlat Nöbetindeki aileleri karşısında adeta çökmüştür. Bu tez, terör örgütü PKK’nı tezidir ve bu pratikle anlaşılmaktadır ki, HDP, PKK’nın politikalarını uygulayan bir partidir. HDP, Kürt sorunundan ziyade PKK’yı kurtarma ve ayrıcalık sağlama peşindedir. PKK’nın “demokratik modernite” olarak isimlendirdiği tez; modern kadın, demokratik İslam, ekoloji, jineoloji gibi kavramları bir çatı altında birleştirmeye çalışmıştır. Demokratik İslam tezi ise İslam’ın çeşitli türlerinin olmasına yönelik bir adımdır ve Eliaçık’ın ifadesi olan “sosyalist İslam gibi ifadelere varsa Demokratik İslam’dan da bahsedilebilir” cümlesi, HDP’nin tam istediği ifadelerdir. İslam’ın farklı yorumlanmaya çalışılması ve bu yorumun, HDP’li gençlere entegre ettirilmeye çabası Anneler aracılığı ile tökezletilmiştir. Demokratik İslam tezi ne kadar tehlikeliyse demokratik kadın tezi de o kadar tehlikelidir. PKK’ya veya HDP’ye göre Kürt kadını seküler, özgür ve bağımsız olmalıdır ama bunların yanında PKK’nın bağımsızlık ideolojisini de benimsemelidir. Kadın geleneğinden kopmalıdır ve kadın erkek eşitliği her alanda kendini göstermelidir. Lakin bu eşitlik, anarşist bir eşitlik sürecidir, bizim bildiğimiz eşitlik ile uyuşmamaktadır. Muş Evlat Nöbetindeki aileler, bu süreci de çok şükür altüst etmiştir.

CUMHURBAŞKANIMIZA GÜVENİLMEKTEDİR

Muş Evlat Nöbetindeki aileler, süreç içinde Sayın Cumhurbaşkanına çok güvendiklerini, Cumhurbaşkanının kendilerine bu konuda destek olacağını belirttiklerini ve ancak bu ifade sonrası gönüllerinin huzur bulduğunu birçok yerde dile getirmişlerdir. Muş Evlat Nöbetindeki aileler, Muş’un göbeğinde HDP’ye meydan okumuştur. Anneler ile birlikte, devlete karşı güven üst düzeyde sağlanmış, ayrıca anneler ve babalar güven üreten ve sürdüren bir niteliğe de kavuşmuşlardır. Annelik ve babalık güveni tesis eden bir statü olarak, Muş’ta HDP’ye karşı yeniden inşa edilmiştir. HDP, anneleri kendi geçmişlerinden koparmaya çalışmış, seküler bir yapının parçalarını olmayı teklif etmiş ama anneler ve babalar bunu reddetmiştir. HDP’nin, din ile olan kavgası, bu süreçte de kendini göstermiştir. Anneler ve babalar, dindar oldukları için HDP’liler tarafından dinlenilmediklerini de eklemişlerdir. Güven kavramının tesisi adına annelerin başlattığı toplumsal hareketin başarısı için evlatlarının bulunması/gelmesi çok önemlidir. Anneler ve babaların evlatları ne kadar çok gelirse güven de o kadar artacaktır. Burada en önemli misyon devlete düşmektedir. Özellikle geçmiş yıllarda yaşanan faili meçhul olaylar, bir evden birkaç kişinin canının yakılması gibi olaylar, ister istemez Kürt halkı üzerinde bir tedirginlik oluşturmuştur. Annelerin eylemi, mevcut tedirginliğe verilen en güçlü cevaptır ve devlet de, anneler için elinden geleni yapmaktadır. Geçmişin hafızasında yer alan kötü anıları silmek, bu anlamda devlete ciddi bir güç ve güven kazandıracaktır. Çünkü anneler vesilesiyle devlet-halk arasındaki güven kendiliğinde tesis edilmiş ve şeffaf bir süreç izleyerek ilerlemiştir. Anneliğin merhameti ve şefkati ile devletin şefkatli yaklaşımı, Muş’ta HDP’nin bütün tezlerinin çürütülmesinde ciddi bir adım olacaktır. HDP’nin önündeki çadır bu anlamda sıradan bir çadır değil belki de önemli gelişmelerin peyda olacağı bir alan olarak kendini gerçekleştirecektir.

YORUM ALANI

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.