"Beden ölür, çürür, cana bakın siz.
Kim kiminle yürür, ona bakın siz.
Bırakın dönsün dönme dolaplar,
Haktan, hakikatten yana bakın siz." Abdurrahim Karakoç…
Bir halay kurulmuş ileride; davul CHP’de, zurna İP’te, saz HDP’de. Halayda kimler var kimler; CHP, İP, HDP, DEVA, Gelecek Partisi… Türkünün başını Ali Babacan, devamını Ahmet Davutoğlu, sonunu Kemal Kılıçdaroğlu söylüyor, Selahattin Demirtaş zılgıtı koparıyor ardından. Hayrola?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Selahattin Demirtaş serbest bırakılsın diyor, bizim muhalefet kenetlenip kararı destekliyor. HDP’yi anladık da diğerlerine ne oluyor? Hâlbuki nisyan ile malül olan hafızanıza mıh gibi çakılması gerekenler var. Demirtaş’ın çağrısıyla başlayan 6-8 Ekim Olaylarında gözü dönen caniler, kurban eti dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşlarını vahşice katletti. Silahlı ve bıçaklı saldırının ardından sığındıkları binanın 3. katından atılan 3 gencin cesedine işkence yapıldı, Yasin Börü’nün üzerinden arabayla geçildi, Hüseyin Dakak’ın başı taşla ezildi. 10 aylık Bedirhan Bebeği annesiyle birlikte katlettiler.
Bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden bombalarla, mayınlarla, kurşunlarla yaklaşık 14 bin güvenlik görevlimizi, sivil vatandaşımızı şehit ettiler. Kürt düşmanı, aşağılık PKK neyin, kimin hakkını savunuyor? Sû-i niyeti apaçık bu ülkenin, ümmetin dirliği ve birliğine kastetmek olan bu hainler teröristtir, onların değirmenine su taşıyanlar teröristtir. Bu memlekette Eren Bülbül’ün, Yasin Börü’nün, Bedirhan Bebeğin katillerine terörist diyemeyenlerin hatta onlarla halaya duranların riyâsı artık midemizi bulandırıyor.
“Demokrasi, hukuk, adalet” güzellemesi yapan yeni partiler, Demirtaş’ın hakkını savunduğunuz kadar HDP binası önünde evlatları için gözyaşı döken ailelerin de hakkını aradınız mı? Şehit ailelerinin yüzüne bakabiliyor musunuz?
Yeni partiler için ümitvar olalım dedik ama hiçbir yenilik göremedik. Yeniliği geçtik hepsi birbirinin aynı neredeyse. Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu sanki aynı partinin eş başkanları.
Apo’nun heykelini dikeceğiz, diyenlere siper olmuş CHP’nin kardeşi sıfatıyla yeni partiler doğdu. Hayretle izliyoruz. Felaket tellallığı en önemli ortak noktaları; cümleleri, öfkeleri, kinleri, yalanları, algıları hemen hemen aynı. İl teşkilatları da onların ayak izini takip ediyor. Bazıları kendine bir alan seçmiş, “Kürt sorunu”!
Bu ülkede Kürt sorunu olmadığını sadece alçak bir PKK sorunu olduğunu hatırlatmak isteriz. Bir Kürt olarak söylüyorum, Kürtlerin ötekileştirildiği algısından çok sıkıldık. Onu bunu bırakın da Muş için bir şey var mı elinizde? Neler yapacaksınız mesela, size göre batmış, bitmiş! olan bu memleketi nasıl düze çıkaracaksınız, şiddetle eleştirdiğiniz bu yanlış sisteme nasıl çözümler ürettiniz? Çevre illerin katılımıyla gerçekleştirdiğiniz kongreleri de geride bıraktınız, teşkilatlarınız da tamam. Şimdi icraat vakti değil mi? Merakla, heyecanla bekliyoruz. En çok da ben. Nihayetinde siz dilediğiniz gibi yazıp, çizip, eleştiriyorsunuz; bize gelince alınmaca gücenmece olmasın. Müspet söylem ve çalışmalarınızı da bizatihi buradan ben yazacağım, söz en çok ben. Ama Allah rızası için hakkaniyetli bir muhaliflik ile bu memlekette taş üstüne taş koymak olsun merâmınız, gerisi bizde.
“Söylenecek söz varsa
Söyle sende yüz varsa
Hâkk’a tecavüz varsa
Nokta yapsa da aynı
Yekta yapsa da aynı.
Halka tepeden bakan
Göğsüne benlik takan
Yalanla yatıp kalkan
Moiz olsa da aynı
Vaiz olsa da aynı.” Abdurrahim Karakoç