Reklam

DEPREM’DE TÜRKİYE GERÇEĞİ

30 Ekim’de İzmir Seferihisar'da meydana gelen depremde yıkılan binalar ve ölen insanlar hepimizi derinden üzdü. Ölenlere rahmet diliyorum. Ailelerine Allah sabırlar versin. Her deprem sonrası aynı görüntüler aynı acılar bir kez daha yaşanıyor. Saatler sonra sağ bulunan mucize bebekler yeniden dünyaya gelmiş gibi… Van depreminde 45 saat sonra sağ olarak kurtulan Azra bebek ve İzmir […]

DEPREM’DE TÜRKİYE GERÇEĞİ
DEPREM’DE TÜRKİYE GERÇEĞİ
Saadet Sezer

30 Ekim’de İzmir Seferihisar'da meydana gelen depremde yıkılan binalar ve ölen insanlar hepimizi derinden üzdü. Ölenlere rahmet diliyorum. Ailelerine Allah sabırlar versin. Her deprem sonrası aynı görüntüler aynı acılar bir kez daha yaşanıyor.

Saatler sonra sağ bulunan mucize bebekler yeniden dünyaya gelmiş gibi…

Van depreminde 45 saat sonra sağ olarak kurtulan Azra bebek ve İzmir depreminde her ikisi de 3 yaşında olan 65 saat sonra kurulan Elif, 91 saat sonra kurtulan Ayda unutulmayacak…

Ne yazık ki bu depremlerde Azra babasını Ayda annesini kaybetti. Yıkılan binaların görüntüsü ne kadar korkutucu… Tedbir kuldan takdir Allah’tan… Tedbirini almadan bile bile ölüme gitmek gibi bu. Oturduğumuz bina sağlam değilse, zemin kötüyse deprem olduğunda akıbetimiz belli…

Türkiye’de deprem gerçeği bu görüntülerle yine gündeme geldi. Her gün deprem konuşulmaya başlandı. Her depremde olduğu gibi bu da konuşulup ne yazık ki bir süre sonra unutulacak.

Televizyonlarda deprem uzmanları çıkıp deprem değil binalar öldürür sözünü bir kez daha yinelediler. Japonya’nın 9 şiddetinde depreme karşı bile binalarının dayanıklılığı hep konuştuğumuz konu. Neden bizde de böyle olmasın. Üzerimize bina yıkılacak diye deprem sırasında neden panik yaşayalım…

Binalarımız yıkılmasın altında kalmayalım. Bir defasında Japonya'da deprem anını izlemiştim insanların rahat tavırları dikkatimi çekmişti. İnsanların binanın üzerlerine devrilmeyeceğini bilmeleri rahat bir şekilde depremi atlatmalarını sağlıyordu. Bizde bina üzerimize göçtü göçecek hissi yaşamamızı neden oluyor. Ne acı…

Peki, depremin faydalarını biliyor muyuz? Zengin yeraltı kaynaklarımız, şifalı doğal maden sularımız hep bu fay hatlarının kırılmasıyla oluşuyor. Depremden değil binalardan korkalım. Suç depremde değil kalitesiz yapılıp başımıza çöken binaları yapanlarda.

İstanbul depremi bekleniyor. İzmir’den sonra mega kent İstanbul’da olacak depremi düşünemiyorum bile. Çok karamsarım bu konuda. Uzmanlar depremde yıkılacak bina, ölecek insan sayısını ve nerede yoğun yıkım olacağını söylüyorlar zaten. Bunlar söylenirken elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz. Bir yerlerde deprem olunca aklımıza geliyor konuşuyoruz daha sonra hayat kaldığı yerden devam ediyor.

Umarım en sorumlusundan en az sorumlusuna kadar hepimiz üzerimize düşeni yapıp insanımızın hak ettiği yaşantıyı sağlayabiliriz. En azından şimdi hemen başlamalıyız. Zararın neresinden dönülürse kardır diyerek…

Sevgiyle kalın…