Cumhuriyet; bir ülkü uğruna toplanmış olan Anadolu coğrafyasının son neferlerinin irade ve cesaret ile zafere ulaştırdığı Kurtuluş Savaşının parlayan meşalesidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde millet sevdasının ölmez eseri olarak vücut bulmuş halidir Cumhuriyet. Milletin sevdası, arzusu ve geleceğini planlamasının neticesi olarak Türk Milletinin gücünün tescillendiğinin bir nişanedir. Milletin asil gücü ve geçmişteki ruhu Milli mücadele şartlarında dahi milli egemenliğin ilke ve esaslarından ayrılmamış ve demokrasinin oluşturulması için seferber olmuştur. Vatanın dört bir yanından aziz şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş olan vatan topraklarında; kişilere, ayrıcalıklı kesimlere, elitlere veya zümrelere dayalı yönetim yerine, milletin hakimiyetinin tek karar mekanizması olduğu bir yönetim tarzı yerini almıştır. Cumhuriyet; farklılıkları, ayrılıkları ve ihtilafları aşarak milli kimlik şuurunun ve birlikte var olma azminin etrafında birleşen Türk milletinin, asaletle perçinlediği ve temellendirdiği yönetim sisteminin adı ve şanı olarak devam etmekte ve ilelebet devam edecektir. Büyük milletimizin, doğusuyla ve batısıyla her kesimi kucaklayan ve kapsayan bir mücadeleci ruh sayesinde 19 Mayıs 1919’dan 29 Ekim 1923’e kadar geçen süre içinde verdiği istikbal mücadelesi Cumhuriyet’in adım adım inşası adına saygı ve hayranlıkla andığımız bir zaman aralığı olmuştur. Cumhuriyet; fikren, zihnen ve vicdanen hür nesilleri hedefleyen, milli irade ve egemenliği şart koşan muhterem bir millet projesi olarak gönlümüzde ve vicdanımızda her daim yaşayacak ve yaşatılacaktır. Hiç kuşkusuz ki, Türkiye topraklarında eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin garantisi, vatan toprağının birleştirici ve kapsayıcı teminatı Cumhuriyet’in verdiği mesaj ve ruhunda saklıdır. Cumhuriyetin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm kahramanlarımıza, tüm aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, manevi hatıralarını hürmetle yâd ediyorum.