Reklam

ÇAĞIN İSİM DEPRESYONU

Dünyaya gelen bir bebeğe, isim bulma modası her çağ kendini yeniliyor. İnsanın bütün ceddü gayreti, hayatının devamı istikamindedir. Çocuğa isim seçilirken, ergenlik döneminden, iş hayatına, kariyerini ve hatta saygınlığını bile etkileyebilir. Örneğin; Alican bir çocukta sevecen görünürken bir işadamında ciddiyet verici olmadığından ve sahihlikten uzak olduğundan komik duracaktır, bu da eğreti bir elbisenin üzerimize oturmadığı […]

ÇAĞIN İSİM DEPRESYONU
ÇAĞIN İSİM DEPRESYONU
Özgül Yaşar

Dünyaya gelen bir bebeğe, isim bulma modası her çağ kendini yeniliyor. İnsanın bütün ceddü gayreti, hayatının devamı istikamindedir. Çocuğa isim seçilirken, ergenlik döneminden, iş hayatına, kariyerini ve hatta saygınlığını bile etkileyebilir. Örneğin; Alican bir çocukta sevecen görünürken bir işadamında ciddiyet verici olmadığından ve sahihlikten uzak olduğundan komik duracaktır, bu da eğreti bir elbisenin üzerimize oturmadığı gibi sırıtkan olacaktır. İnsan, az çok sahti farklardan müşterek olduğu zamanlarda isimlerinin tesiri altında kalacaklardır. Hayatımızda yokken de yaşantımızdan bir şey eksilmeyen ama şimdi hayatımızın bir parçası haline gelen küçük elektronik cihazların artık olmasza eksikliğini hissettiğimiz gibi, isimler de çağ çağ, dönem dönem, kendini formatlayıp, farklı olma düşüncesi ile anlamını araştırmadan, çocuğa vereceği ağırlığı, rehaveti düşünülmeden verilen isimlerdir. İsim seçiminde zaman ve muhitin de etkisi azımsanamaz. Taşınmazlar arasından çıkan isimler, artık Dede’den toruna taşınmıyor. İnternetten isim seçilip kura çekiliyor. Anlamının ne olduğu tam olarak bilinmeyen isimler bir çiçeği andırdığı ve yahut bir ayet ismi olduğu için çocuğa veriliyor.

“İnternetten isim seçerken karşımıza şöyle aldatıcı bir yazı çıkıyor”.

(*Bebeğinize isim seçerken önceliğinizi belirleyin. Burada öncelikten kasıt; ün, unvan, üst sekmen bir nevi isim ırkçılığı devreye giriyor. Kimsenin kimseye üstünlüğü ve önceliği yoktur.

*İsim seçerken bu güne takılı kalmayın. Bu güne takılı kalmayandan kasıt; geleceğe uygun bir isim düşündürülmesi ve dolayısı ile gayrimüsllim isimlere yönlendirilmeleri.

*Teknoloji çağına uygun isimler tercih edilmeli. Burada, yine teknolojinin kirliliğinden nasibimize düşeni almamız bekleniyor, bu husus dikkatlerden kaçmamalı.

*Uzun isimlerden kaçının. Bu öneri, normal isimlerin dışında; can, cem, kan, tan, şan, su, akkız, Nur, Naz, Lal, Güz, Eva, Ege, Mir, Han vs. Kimlikler yavaş ve tehlikeli bir şekilde ele geçiriliyor, özümüzün dışına çıkıyoruz).

“Resulullah (SAV) güzel isim koymanın önemini şöyle açıklıyor. Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız, öyleyse isimlerinizi güzel yapın. (Ebu Davut edip 69)

Devrin modasına uyan tuhaf isimler virüs kadar hızlı yayılıyor. Su, Tan, Can, kendi içinde değeri ve anlamı olsa da isim olarak düşünüldüğünde kabuğundan soyulmuş ağaca benziyorlar. Sırf Kur’an’da geçiyor diye verilen isimlerin anlamını araştırma gereği duymadığımızdan,  ismin sahibine, ne diye hitap edildiğinin farkında olmadan ona yalancı, hilekar, düzembaz, hatta hokkabaz diyoruz. Kaldı ki, ehli selim bir kişiye isim koymasını rica ettiğimizde, bize isimlerin ağızdan çıkan “haf” gibi sahibini bulacağını, rehavetini, ağırlığını kısa bir mesel ile anlatır. Bir sözün ağızdan çıkarken sahibini bulacağı gerçeğini unutuyoruz. Örneğin, Kezban bir kız ismi gibi görünse de asıl anlamı yalancı demektir. Aleyna, üstümüze bela sıkıntı aksın. Bekir, deve yavrusu demektir. “Hz. Ebubekir’in ismi Abdullah’tır, Ebubekir lakabıdır”, bu husus gözden kaçmayacak kadar hassastır.  Rümeysa, gözü çapaklı kadın demektir. Kayra, son dönemlerde sıkça karşılaştığımız çocuklara verilen isimdir ve asıl anlamı tanrı demektir, bilinçsizce modanın hızına ayak uydururken, çocuğa tanrı diye hitap edip, övüp, yeriyoruz.  Melis ise Yunan mitolojisinde tanrıça demektir, şişman ve tembel anlamına da gelir. Z, kuşağında sıklıkla rastladığımız Ecrin, gençler arasında popüler bir isim gibi görünse de, bu ismin anlamı internetten bakıldığında Allah’ın hediyesi olarak karşılarına çıkacaktır, ismin gerçek anlamı Allah’ın hediyesi değildir, kökeni Arapça olan ecr kelimesinden türeyen ücur olmuştur, ücur ise ücret anlamındadır. Mesnetsiz internet kullanıcıları, hastalıklarına bile internet üzerinden şifa aradıkları gibi, zihinlerindeki isimlerin anlamlarını internete kimlerin nasıl yüklediğini araştırmaksızın, bir linkle açılan net bir bilgi zannetikleri açıklamalara itaad edip çocuklara anlamı bildiklerinden tamamen farklı isimleri veriyorlar.

Elli yıl öncesinin isim akımına baktığımızda, o yılların favorisi olan Efsun’da bayanlar arasında sıklıkla duyduğumuz isimlerdendir. Efsun teyze, Efsun Hanım teyze, Efsun Hanım. Efsun’un asıl anlamı, sihir, büyü, üfürükçü, sihirbaz tuzağı, yani içinde hile olan her şey efsundur.  Efsun’un islamiyetten men edildiği ve büyük günahlardan sayıldığı gerçektir. Efsun diye seslendiğimizi zannettiğimiz kişiye büyük günah diye hitap ettiğimizi bilmemek içler acısı. Sağır olana söz söylemenin anlamı olmayabilir ama köre bunu anlatabiliriz. Çok sık karşılaştığımız Samet ismi hiç kimseye muhtaç olmayan demektir bu isim “Allah’a mahsustur” isim olarak kullanılamaz.  Jülide ise Farsça’da dağınık, perişan demektir. İsmin vebali ağırdır, her ruh verilen ismin ağırlığını taşır, taşıyamayan perişan ve zavallı olur. Doksanlı yılların arasında sıklaşan İrem, Allah’ın gazabına uğrayan sahte cennettir. Alara, Rosa, İlayda, bu isimler islam isimleri değil, gayrimüslim isimleridir ve çocuklara verilmemelidir. Sırf Kur’an’da geçiyor diye anlamı araştırılmadan konan isimler, çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor, rehavetin ağırlığı çocukları depresyona sürüklüyor. Z, kuşağının rahatlıktan dolayı mutsuz, ümitsiz, beklentisiz bir dünyaya girdiklerini düşünürken aslında onlara verdiğimiz ismin rehavetini yaşadıklarının farkında bile değiliz. Örneğin; Nisa suresinden esinlenerek kız çocuklarımıza verdiğimiz ismi n asıl anlamı kadın demektir ve hiç bir kız çocuğunun, kadın gel, kadın git, kadın al, kadın ver demek hoşuna gitmez. Kamera arkasında yaşanan gerçekler kamera önünde gizlenmeye çalışılsa da, ismin önemini, değerini, ağırlığını, ince bir ruhun incinmişliği kadar önemli olduğunu bilmekte fayda var. İsimler üzerinden genelleme yapmaya kalkışırsak, ismin sahipleri bundan ebeveynlerini sorumlu tutmakla beraber etkiye tepki vererek yersiz bir alınganlıkla karşı savunmaya geçecekleri bir gerçektir.

Olmuş ile ölmüşe çare olmadığından, henüz olmamış ve ölmemişler için zaman var ve dikkat edilmesi gereken ismin anlamı varsayımı bir yana, seslenirken dili yormayan, kimlikte harf kalabalığına mahal vermemek adına, bu evrende bu çocuğun bedeni, ruhu ve ismi ile var olacağı gerçeğini ve hayatını zorlaştırmaktan ziyade kolaylaştırmak adına, isminin vereceği huzur da düşünülerek seçim yapılmalıdır. Su’yun, nehirden akarken çağlaması dinlendirir, bulut gökte daireler çizerken, eylül sonbaharın hüznünü hissettirirken ve deniz mavinin tonlarını gökle buluştururken güzel. İsimlerimiz ise var olduğumuza dair bir ön etiket ve huzura çağrılacağımız zaman hitabet. Akabinde mezar taşımızda, ikinci göbekten sonra göze bile çarpmayacak kadar etkisiz bir simge.