MUŞ CADDELERİNİN DOLMUŞ PROBLEMLERİ

• Yayınlanma8 Eylül 2022 14:33

İbrahim Tatlıses’in meşhur parçası olan “Yallah Şoför” parçasını her dinlediğimizde muhtemelen aklımıza dolmuşların olduğu ve gitmesi gereken yere aslında epey sonra giden vasıtalar gelmektedir. Öyle ki bu vasıtalar, bir süre sonra bütün yolun kendisine ait olduğuna hükmederek, karayolunu ralli pisti olarak dahi kullanabilir. Yol hakkının tamamen kendisine ait olduğunu, istediği yerde yolcu indirip istediği yerde yolcu almayı kendi hakkı olarak gören, yine istediği anda sinyal vermeden yola çıkabilen ve bazen de para üstü verebilmek için aracını yolun ortasına park ederek gördüğü ilk büfeye giren dolmuş şoförleri, hemen hemen bütün Muş’un karşılaştığı önde gelen problemlerdendir.

Defalarca uyarılmasına rağmen bu alışkanlıklardan vazgeçemeyen dolmuşlar sanırım bu tutumları bir gelenek haline getirmiştir. Babadan oğula geçen meslek gibi algılanan bu tavırların trafikte yol açtığı problemler de böylelikle günden güne artmaktadır.

Elbette bir dolmuş hat ücretinin ne kadar pahalı olduğu bilinmektedir ve ekmek parası olarak yapılan bu faaliyete kimsenin diyeceği bir şey yoktur fakat vatandaşın hakkını gasp ederek yolda ilerleyen servislerin de bir biçimde denetime tabi tutulması gerekmektedir.  Bir dolmuş şoförü, istediği yerde yolcuyu indiremez yahut yolcunun duraklar dışında inemeyeceğini, vatandaşlara anlatması gerekmektedir. Her şey bir yana, yolcu indirip-bindirme yerlerinin belirlenmesine rağmen, mevcut yerlerde değil de, yol üstünde yolcuların indirilmesi yine başka bir problemdir. Bu problemde kısmi olarak vatandaşların da yanlış tutumları mevcuttur. Çünkü yolcuların indirildiği yahut bindirildiği yerlere, şahsi araçlarını park etmeleri, dolmuşların da işlerinin zorlaştırmaktadır. Muş ilindeki caddeler üzerinde yer alan denetim mekanizmalarından MOBESE kameralarının da takip edildiğine yönelik kuşkular günden güne artmaktadır.

Dolmuşların, bu kameralar önünde böylesine rahat hareket edebiliyor olması denetim mekanizmasının zayıflığını da ortaya koymaktadır. Özellikle haksız olunan durumlarda çözümü servisten inmekte bulan şoförlerin, trafiği defalarca kilitlediğine şahit olan biri olarak, Muş ili şehir merkezindeki MOBESE denetimlerinin nasıl yapıldığı konusunda kuşkuluyum. Böylesine rahat hareket edebilen vasıtaların, neredeyse trafiği tek başlarına yönetebilecek hale gelmesi, açıkçası akıllara başka bir sonuç da getirmemektedir.

Başka bir sorun ise servis içlerinde yaşanan “istifleme” pratiğidir. Servislerin para kazanabilmesine yahut daha çok kazanabilmesine elbette itirazımız yoktur ama servis içlerinin kalabalıktan nefes alınamayacak hale gelmesi muhtemelen şoför dışında herkesin umurundadır. Yolcuların üzerinde biniş kartlarının olmaması halinde dolmuş şoförlerinin yarımcı olmasını memnuniyetle karşılarken, kalabalık yolcu alımının da doğru olmadı kanaatimizi yinelemek istiyoruz. Ani fren tutuşlar yahut ani kalkışlar ayaktaki yolcuları özellikle zor durumda bırakmaktadır. Bu haliyle, Muş dolmuşlarının, hakiki bağlamda bir denetime tabi tutulması yahut formasyonlarının güncellenmesi hem bizler hem de kendileri için oldukça faydalı olacaktır.