Yasaya göre belirtilen suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi, kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanmasına bağlı hale getirilecek. Bu kararla birlikte birçok sivil toplum kuruluşu istismarcıların önünün açıldığı yönünde eleştirilerde bulundu. Genellikle kendini savunamayanların istismara uğradığını ve somut delil aranmasının tacizciyi teşvik edebileceğini savunuldu… 4.Yargı paketi açıklandığında gelen birkaç tepkiler aynen şöyleydi: İstismardan 10 yıl ceza Alan […]
Yasaya göre belirtilen suçlarda bir kişinin tutuklanabilmesi, kuvvetli suç şüphesinin somut delillere dayanmasına bağlı hale getirilecek. Bu kararla birlikte birçok sivil toplum kuruluşu istismarcıların önünün açıldığı yönünde eleştirilerde bulundu. Genellikle kendini savunamayanların istismara uğradığını ve somut delil aranmasının tacizciyi teşvik edebileceğini savunuldu…
4.Yargı paketi açıklandığında gelen birkaç tepkiler aynen şöyleydi:
İstismardan 10 yıl ceza Alan Uşaki Tarikatı da TBMM’yi tebrik etmiş. 13. maddede çocuklar açısından bir açıklamayı bu Yüce Millet sizden bekliyor. İstismarcılara gözdağı verirseniz çok iyi olur. (Çocuk İstismarı ile mücadele Derneği Başkanı Saadet Özkan)
“Delillerin karartılması, kadın ve çocukların şiddet tehdidi altında yaşaması, şikayetçi olmanın ve etkin soruşturmanın zorlaşmasına neden olacak. (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu)
Hükümet bu kararın aslında tacizciyi değil, daha önce de masum olduğu halde iftiraya uğrayarak hapis yatan mağdurları korumaya yönelik olduğunu savundu. Daha önce yaşanılmış bir olay olarak şöyle örnekler verildi yenge pek haz etmediği eltisinin oğluna kendi kızını da dahil ederek istismar ettiğini söyledi ve çocuğun beyanı esas olduğu için yine çocuk olan masum bir genç neredeyse 6 yılını hapiste geçirdi. Burada hükümet olarak tacize uğrayan çocukları, bireyleri korumak ne kadar mühimse, iftiraya ve yalan beyana uğrayabilecek kişileri korumakta bir o kadar mühimdir. Türkiye özellikle kadın ve çocuk hakları konusunda diğer Avrupa ülkelerinden çok daha dikkatli olmalıdır. İstatistiklere göre kadın ölümlerinin sık ve yüksek yaşandığı bir toplumda bu saygısız cinsiyet suçu beraberinde istismar taciz tecavüzü getirmesi kaçınılmaz bir sondur. Yönetim kadrosunda oturmanın zor olduğu bir konu olduğunu düşünerek kendi yorumumu şöyle yapmayı tercih ederim.
Neticede bu kararlar mühim ve caydırıcı olsa da en nihayetinde eğitim ile tüm suçların önüne geçilebileceğini düşünüyorum. Küçük beyinleri kısıtlamak ve hayatın temel ihtiyaçlarından uzak tutmak bu hissiyatları ayıplamak onlara yaşamın temel güdülerini anlatmamak demektir. Bu da hepsi için kendilerinin yorumlayabileceği bir ortam doğurur. Çevre faktörleri ile herkes kendi yanlışlarıyla ve doğrularıyla hareket ederek belirli olaylar silsilesi doğurur. Bu da toplumda kitlesel yanlışlar ve doğrular demektir. Tüm bu hareketler koordinasyonunu değiştirmek eğitimde ve temelinde yönetimdedir.
Cinsel açlıkla mücadele eden kadın erkeği ayıran bir toplum yerine birlik beraberlik ile yetiştirilmiş idealist evlatlar yetiştirilirse bu olaylara daha az rastlanacağı kanaatindeyim. Dayanaklarım da bunu destekler nitelikte şayet radikal kararların alındığı Orta Doğu en çok cinsiyet suçlarının işlendiği bir merkez coğrafyası haline gelmiştir.
Türkiye’nin yerli otomobili TOGG, Muş’ta tanıtıldı12 Mayıs 202315:48 Yeniden Refah Partisi Adayları saha çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor12 Mayıs 202315:26 İYİ PARTİ’DEN YENİ REKLAM FİLMİ “SAYGILI TÜRKİYE İÇİN TARİHİ SEN YAZ, MEMLEKETE BAHAR GELSİN!”12 Mayıs 202308:52 KAÇAK ELEKTRİK YÜZSÜZLERİ!11 Mayıs 202316:11 SMA NEDİR NE KADAR TANIYORUZ?11 Mayıs 202316:05 BİR MESELE Mİ VAR?11 Mayıs 202316:04